Zitate 4 u - Halil Cibran - 1. Alıntılar

Samstag, 6. Januar 2007

Halil Cibran - "Alıntılar"

Halil Cibran
khalil-gibran
(1883 - 1931)


1883 yılında Bechari'de doğdu. Oniki yaşında iken ailesi ile birlikte Amerika'ya göç etti. İlk orta ve lise öğrenimini Boston'da tamamladı. Daha sonra ısrarı üzerine ailesince Beyrut'taki El Hikmet Medresesi'ne gönderildi. Yüksek öğrenimini burada bitiren Cibran, 1902'de bir daha dönmemecesine ayrıldı anayurdundan.

1902-1908 yılları arasında resim yaparak geçimini sağladı. 1908'de Paris'e gitti; güzel sanatlar akademisi'ne yazıldı. Üç yıl süreyle çağının en büyük heykeltraşı Auguste Rodin'den ders aldı. 1911'de yeniden Amerika'ya döndü. 1918'de ilk kitabı "The Madman-Deli" yayınlandı. 1923'de "The Prophet-Ermiş" basıldı. Bu kitabıyla adı bütün dünyaya yayıldı. "Jesus, The Son of Man-İnsanın Oğlu İsa" ve "The Earth Gods-Yeryüzü Tanrıları" adlı kitaplarıyla bu başarısını pekiştirdi.

1931 yılında New York'daki küçük bir çatı katında yoksulluktan ve birbiri ardına gelen hastalıklardan kurtulamayarak öldüğünde 48 yaşındaydı.



Cibran'dan Alıntılar

Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda,
kumla köpüğün arasında.
Yükselen deniz ayak izlerimi silecek,
rüzgar köpüğü önüne katacak,
ama denizle kıyı daima kalacak.


Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.


Anımsamak bir tür buluşmadır.
Unutmak ise bir tür özgürlük.


Yüreğimdeki mühür
kalbim kırılmadan çözülebilir mi?


Sevgililer birbirlerinden çok
aralarındakini kucaklarlar.


Arkadaşlık her zaman için
tatlı bir sorumluluktur,
asla bir fırsat değil.


Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç
senin gerçeğini açığa çıkarabilir.
İşte böyle bir anda
ya güneş altında çıplak danset,
ya da çarmıhını taşı.


İnsanlık, sonsuzluğun dışından
sonsuzluğa akan bir ışık nehridir.


Şafağa ancak
gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.


Gariptir ki,
kimi zevklerin tutkusudur,
acılarımızın bir kısmını oluşturan.


Kişinin hayal gücüyle,
düşlerinin gerçeklesmesi arasındaki mesafe,
yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.


Cennet orada,
şu kapının ardında,
hemen yandaki odada;
ama ben anahtarı kaybettim.
Belki de sadece koyduğum yeri unuttum.


Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin,
toprak üzerinde uyuyanlarınkinden
daha güzel olmadığı gerçeğinde,
yaşamın adaletine olan inancımı
yitirmem mümkün mü?


Bana kulak ver ki,
sana ses verebileyim.


Karşindakinin gerçeği
sana açıkladıklarında değil,
açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver.


Söylediklerimin yarısı beş para etmez;
ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir
diye konuşuyorum.


Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp,
sessiz erdemlerimi eleştirmeye
başladığında doğdu.


Bir gerçek her zaman bilinmek,
ama ara sıra söylenmek içindir.


İçimizdeki gerçek olan sessiz,
edinilmiş olan ise gevezedir.


İçimdeki yaşamın sesi,
senin içindeki yaşamın
kulağına ulaşamaz.
Yine de kendimizi yalnız
hissetmemek için konuşalım.


Sözcüklerin dalgası
hep üstümüzde olsa da,
derinliklerimiz daima dinginliğini korur.


Yaşam kalbini okuyacak
bir şarkıcı bulamazsa,
aklını konusacak
bir filozof yaratır.


Zihnimiz bir süngerdir,
yüreğimizse bir nehir.
Çoğumuzun akmak yerine,
sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!


Eger kış,
"Baharı yüreğimde saklıyorum"
deseydi, ona kim inanırdı?

Her tohum bir özlemdir.
Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir.
Arkasındaki gerçeği görürsün,
ama cam seni gerçekten ayırır.

Haydi seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
seni bulmak zor olmaz.
Ancak kendi kabuğunun
ardına gizlenirsen,
seni bulmaya çalışmak
bir işe yaramaz.


Neşeli yüreklerle birlikte
neşeli şarkılar söyleyen
kederli bir kalp ne kadar yücedir.


Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,
durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.


Hayır, boşuna yaşamadık biz!
Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?

Özel ve ayrımcı olmayalım.
Unutmayalım ki, şairin aklı da,
akrebin kuyruğu da gururla
aynı yeryüzünden yükselir.

Evim der ki, "Beni bırakma,
çünkü burada senin geçmişin yaşıyor."
Yolum der ki, " Gel ve beni izle,
çünkü ben senin geleceğinim."
Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
"Benim ne geçmişim,
ne de geleceğim var.
Eger kalırsam,
kalışımda bir ayrılış vardır;
gidersem,
ayrılışımda bir kalış.

Yalnızca sevgi ve ölüm
her şeyi değiştirebilir."

Daha dün, yaşam küresi içinde
uyumsuzca titreşen bir kırıntı
olduğumu düşünürdüm.
Şimdi biliyorum ki,
ben kürenin ta kendisiyim,
ve uyumlu kırıntılar halinde
tüm yaşam içimde devinmekte.

Adlandıramadığın nimetleri özlediğinde,
ve nedenini bilmeden kederlendiğinde,
işte o zaman büyüyen her şeyle
beraber büyüyecek, ve
üst benliğine uzanacaksın.

Ağaçlar yeryüzünün
gökkubbeye yazdığı şiirlerdir.
Ama biz onları devirir ve
boşluğumuzu kaydedebilmek için
kağıda dönüştürürüz.

Güzelliğin şarkısını söylersen eğer,
çölün ortasında tek başına olsan bile
bir dinleyicin olacaktır.

Esin daima şarkı söyler;
asla açıklamaya çalışmaz.

En büyük sarkıcı,
sessizliğimizin şarkısını söyleyendir.

Eğer ağzın yemekle doluysa
nasıl şarkı söyleyebilirsin?
Ve eğer elin altınla yüklüyse,
şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?

Sözler zamansızdır.
Onları zamansızlıklarını bilerek
söylemeli ya da yazmalısın.

Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir.
O, kanayan bir yaradan
veya gülümseyen bir ağızdan
yükselen bir şarkıdır.

Güneşe arkanı dönersen,
ancak kendi gölgeni görürsün.

Dünlerimizin borçlarını ödemek için
yarınlarımızdan ödünç alırız çoğunlukla.

Yüreğin bir volkansa eğer,
avuçlarında çiçekler açmasını
nasıl umabilirsin?

Bana "seni anlamıyorum" demen,
haketmediğim bir övgü,
haketmediğin bir yergidir.

Yanlışlarımızı doğrularımızdan
daha büyük bir coşkuyla
savunmamız ne gariptir!

Kaplumbağalar yollar hakkında
tavşanlardan çok daha fazla şey anlatabilirler.

İnanç, düşünce karavanıyla ulaşılması
imkansız bir vahadır.

Kendimi senin bildiklerinle doldurmuş olsaydım,
bilmediklerini hangi odama yerleştirirdim?

Suskunluğu gevezeden,
hoşgörüyü hoşgörüsüzden
ve kibarlığı kaba olandan öğrendim.
Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime
karşı oldukça nankörüm.

Bilmen gerekenlerin sonuna ulaştığında,
duyumsaman gerekenlerin başında olacaksın.

Her insan iki insandır;
biri karanlıkta uyanık,
diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

Ben hem alev,
hem de kuru çalıyım
ve benim bir yanım
diğer yanımı yok etmekte.

Anlayışlı olan beni anlayışlı,
aptal olan ise aptal bulur.
Bence ikisi de haklıdır.

Bir anlaşmazlık, iki zihin
arasındaki en kestirme yol olabilir.

Utangaç bir başarısızlık,
gururlu bir başarıdan daha yücedir.

Hüzün iki bahçe arasındaki
bir duvardır ancak.

Sevincin ya da
kederin büyüdüğünde,
dünya küçülür.

Sevinç ve kederlerimizi
onları deneyimlemeden
çok daha önce seçeriz.

Dostum, sen ve ben
yaşama yabanci kalacağız;
ve birimiz diğerine
ve her birimiz kendine,
ta ki senin konuşup
benim dinleyeceğim güne dek
senin sesini kendi sesim sayarak,
ve senin önünde dikileceğim ana dek,
bir aynanın önünde durduğumu düşünerek.

Cömertlik, bana senden daha çok gereksindiğimi değil,
benden daha çok gereksindiğini vermendedir.

Eğer insanlara boş elimi uzatır
ve bir şey alamazsam çok üzücü;
ama asıl ümitsiz durum, dolu elimi uzatıp
kabul edecek kimseyi bulamamamdır.

Sadece bir aptal ve bir dahi
insanların koyduğu kuralları çiğner,
ki onlar Tanrı' nın kalbine en yakın olanlardır.

Düzenbazlık bazen başarılı olur,
ama her zaman kendini öldürür.

Şeytan sen doğduğun gün öldü.
Artık bir melekle karşılaşmak için
cehennem azabı çekmek zorunda değilsin.

En özgür ruh bile
fiziksel gereksinimlerden kaçamaz.

Diğer yanımla hiç bir zaman
tam bir uyum içinde olamadım.
Görünen o ki maddenin özü
aramızda uzanmakta.

Diğer yanın daima senin için üzülür.
Ama o zaten acıyla beslendiği için bir sorun yok.

İyi ve kötü hakkında söylenen her şey doğruysa,
benim yaşamım uzun bir suçtan ibaret olmalı.

Gözlerindeki kini dudaklarındaki gülümsemeyle
örtmeye çalişan biri ne kadar da aptaldır.

Yalnız benden aşağı olan
beni kıskanabilir veya nefret eder.
Ne kıskanıldım, ne de nefret edildim;
çünkü kimseden üstün değilim.
Yalnız benden üstün olan
beni övebilir, ya da hor görür.
Ne övüldüm, ne de hor görüldüm;
çünkü kimseden aşağı değilim.

Yaşam bana altın sunarken
sana gümüş verdiğimde
kendimi cömert sayıyorsam
ne kadar cimri olmalıyım.

Eğer sırrını rüzgara açarsan,
sırrını ağaçlara söyledi diye
rüzgarı suçlayamazsın.

İnsanın kürsüsü
suskun yüreğindedir;
geveze aklında değil.

Gerçeğe kulak veren
gerçeği dile getirenden
daha az değerli değildir.

Gerçekte biz kendi kendimizle konuşuruz;
ama ara sıra diğerleri de bizi işitebilsin
diye sesimizi yükseltiriz.

Sonsuzluğu özlüyorum,
çünkü orada yazılmamış şiirlerim
ve boyanmamış resimlerimle buluşacağım.

En acınacak kişi, düşlerini
altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

Ölüm de, tıpkı yaşam gibi, yaşlıya
yeni doğandan daha yakın değildir.

Evet, bir Nirvana var;
o, koyunlarını yeşil
bir otlağa yaymanda,
çocuğunu uyutmanda ve
şiirinin son dizesini yazmandadır.

pour une magnifique l'unique femme fatale

je t'aime à ma façon, mon uniques incroyables amours

User Status

Du bist nicht angemeldet.

Aktuelle Beiträge

Neredesin güzel ruhlum...Serra?
Wo bist Du, Serra?! Where are you, Serra?!
elvan - 11. Nov, 12:04
Gedanken, Sprichwörter,...
Glaube nicht einfach an alles, nur weil du es gehört...
elvan - 19. Jan, 20:09
Serra's Way (Joe Cocker...
Serra's Way (Joe Cocker - You Are So Beautiful) The...
elvan - 25. Dez, 20:07
Love Songs (turkish)...
Seviyorum seni Ekmeği tuza banıp Banıp yer gibi Geceleyin...
elvan - 25. Dez, 20:06
Müzik Sayfalar (Turkish...
Flagge anklicken (push the flag and you can listen...
elvan - 24. Dez, 22:13

Web Counter-Modul

Time is now in Türkiye

Suche

 

Status

Online seit 6326 Tagen
Zuletzt aktualisiert: 11. Nov, 12:12

Credits


Asla vazgeçemem senden
Beauty Of You...Serra
Doğum Günün Kutlu Olsun!
Freundschaft & Liebe
İstanbul
Love Songs 4 U (engl.)
Love Songs 4 U (turkish)
Müzik: Radio & DJ sayfa
Neredesin güzel ruhlum
Özledim seni
Seviyorum Seni
Your goal - Datça
Zen - About Henry Miller
Zen - Zitate Henry Miller
Zitate - Fernöstliche Weisheiten
Zitate - Gedanken
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren